bugün

sevdiği entry'ler

gelecekte beklenen icadlar

Tek bir hapla doyma. Jetgiller gibi tek bir hap atıcan ağzına atıyorum kebap tadı hapı atıcan hapı karnın doyacak böyle lezzet olarakta kebap tadı gelecek böylelikle kilo da almayacaksın miss.

sözlük yazarlarının itirafları

attığım her adımda boşluğa basıyorum ve hep aynı şekilde irkiliyorum. insan alışmıyor.

yazarların kendilerini en fakir hissettikleri an

Bundan seneler mukaddem. Adana ruh sağlığı karşısındaki evlerde benim halen dost bildiğim bir arkadaşım vardı. Hava hafif soğuk ama deli gibi top oynayacağız biliyorum. Fakat montum yok. Benim o sıra montum yok ve hava soğuk. Ben evden böyle tişörtle çıktım. Formamsı bir şey. Hışır Hışır bir Adidas tişört idi. Polyesterin tillahı.

Neyse akşam oldu dönüş yolundayım. Tek otobüsle hemen gidebiliyorum. Zaten yürüsen 10 dk yol. Bekliyorum vasıta.

Karşıdan bir çift geldi, hava da biraz kararmış idi ve soğuk idi esasen. Bana direkt, "senin montun yok mu böyle çıkmışsın, üşürsün" dediler. Ben dedim ki, "üşümüyorum, top oynadık, evime gideceğim şimdi"

Eve gittim nasıl ağladım. O zaman yarapbi babam işsiz miydi, biz babamın içki ve kumarından çok çekmiş, bu yüzden defalarca parasız kalmış bir aileyiz, Hüseyin amcam bana bir Adidas mont almıştı. Onu severek ama mecburen giydim uzun süre. Sonra babam giydi biliyor musunuz?

Fakat ben. Mont giymeyi hayatta sevmem. Allaha şükür ki biraz içkimi kıssam en üst markadan mont alabilirim. Pağul şark alsam bir şekilde alırım taksit maksit, öderim de. Fakat Benim halen montum yok. Ben mont giymem hiç. isterse kar yağsın. Ne mont alırım ne mont giyerim.

Sivit mivit süveter, ceket filan devam.

iyi şeyler ne zaman başlar

artık mutlu sağlıklı bir yaşam istiyorum ya.

sözlük yazarlarının itirafları

Bazen hiçkimsem yok gibi hissediyorum. Kimsem yok ve ben kimse için önemli değilim. Bir rahatlama geliyor valla ne yalan söyleyeyim. Kaybedecek bir şeyim yokmuş gibi hissediyorum. Çok sevildim ben ve bu beni bir korkak yaptı. Mutlu oldukça korktum yaşamaktan. Sevildikçe korktum fazlasını istemekten. Hayalim de yok hevesim de. Her şeyim vardı çünkü. Şimdi korka korka kaybetmekten. Kendimi kaybettim. Sevildiğim kadar varım artık ve mutluluktan başka derdim yok. Bu iğrenç bir hayat. iğrenççe bencil. Boş ve anlamsız. Ev kedisi gibi yaşıyorum. Parçalanmış bir aslan taşıyorum içimde. Sevile sevile evcilleşmiş tırnaklarından vaz geçmiş bir aslan. içimde bir yerlerde uzaktan gelen bir kükreme sesi var. O sese ulaşmak için çıkıp gitmem lazım bu kaloriferli daireden. Ama ben o sesi susturmak için gır gır gırlıyorum. Ev kedisi gibi yaşıyorum.

her şeyi bırakıp kaçmak istemek

Kaçmak istiyorum her şeyden ve herkesten ama boş uğraş olur bu çünkü kafam da kalbim de benimle gelecek sonuçta kaçtığım yere.

Düşüncelerime hükmedemiyorum bazen ve bu beni aşırı rahatsız ediyor.
Kendimden kaçmak isterken yoruluyorum. Bu yüzden de yapmam gerekenleri yapamıyorum.

şimdi sus ve sadece beni dinle

müdahale etme.. sadece dinle.. biraz konuşmamız lazım.. aslında benim konuşmam lazım.. sen sadece dinle.. ve anlamaya çalış.. anlaman lazım.. anlaman önemli.. yoruldum ben.. çok yoruldum.. bu gelgitler, bu kararsızlıklar yordu beni.. yıprattı.. ben sadece huzurlu bir hayatım olsun istemiştim.. ama benden huzur talep eden kadın bana o huzuru hiç sunamadı.. hep geçici mutluluklar yaşadık.. temelimizde mutsuzluk vardı.. biz bunun üzerine mutlu bir hayat inşa etmeye çalıştık.. başarıyoruz sandık aslında, ama her defasında gerçek bir şekilde kendini gösterdi bize.. oysa hen seni tek doğrum sanmıştım.. daha seni ilk gördüğüm gün biliyordum hayatımın tamamı olacağını.. bu dünyada herkes biri için yaratılırdı ve biz birbirimiz için vardık.. biz dünyanın en doğru, en huzurlu en mutlu çiftiydik.. nefes almak bile sadece seninle güzeldi.. değilmiş.. bunun gerçek olduğunu hala inkar ediyor kalbim.. biri hançeri boğazıma saplıyor, akan kanların sıcaklığını hissediyorum.. hayır, hayır biz birbirimiz için varız diye bağırıyorum.. kanımın son damlasına kadar inkar edeceğim.. ta ki o sıcaklığı hissetmeyene kadar.. ama biliyorum işte.. kabul etmesem de biliyorum.. ve inan bu çok can yakıyor.. bir gün seni hiç tanımamış olmayı dileyeceğimi söyleseler kahkahalarla gülerdim.. ama şimdi.. keşke seni hiç sevmemiş olsaydım diyorum.. keşke hayatımda hiç var olmasaydın.. seni aklımdan atması mümkün olsaydı, kalbimden atması.. hiç tereddüt etmezdim.. ama gel gör ki seni aklından, kalbimden atamayan halim, şu halim.. şu halimle bin kere olsa binincisinde de gelir yine seni severim.. söz vermişim sanki.. ölene kadar yanında olmaya söz vermişim.. sözümü bozamıyorum.. bozarsam dünya yıkılır sanki.. ölürüm.. kurtuluşum olur belki.. ama gidemem.. gidemem işte.. seni böyle adın geçince bile sevmeye devam edersem gidemem.. yüzünü görünce.. senden nefret ederken bile seni bu kadar çok severek gidemem.. araf gibi.. ne ölebiliyorum, ne de yaşıyorum.. şimdi sen, ömrümü ömrüne kattığım adam.. şu anıma, geçmişime ve geleceğime yazdığım adam..

şimdi ya geleceğimde kal, ya çıkart kendini şu anımda.. ya yaşat beni, ya öldür.. artık zamanı.. artık daha fazla yorgunluğa gücüm yok..

oluruna bıraktım bazı şeyleri

Çünkü bazen ne yaparsan yap istediğin gibi yürümüyor hiçbir şey.. Her sabah aynı duyguyla uyanıp gün boyu aynı boşlukta savrulmak istemiyorum artık.. Belki yeterince savaşmadın diyecek bazıları ya da gerçekten isteseydin pes etmezdin falan hikayelerinden bahsedecekler.. Ama kimsenin benim içimdeki yorgunluktan, kırgınlıktan haberi olmayacak..

Neyse.. Nasipten öte köy yok..

ben sevilmeye değerim diyorlar

insanlar geliyorlar, “ben sevilmeye değerim” diyorlar.. Kapıyı açamıyorum ama için için “acaba?” diye düşünürken onlar kapının önünde seni ne kadar sevdiklerini anlatıp duruyorlar.. Hem soğukta kalmalarına için el vermiyor hem aklımdaki acabalar rahat vermiyor..

Kapıyı açıyorsun, koşarak sana sarılmasını beklediğin, koşarak koltuğa kuruluyor ve sana kapıyı neden açtığını sorgulatıyor.. Sözleri, hareketleri, niyetleri ve amaçları bir olan insan kalmadı sanırım..

Senin neye ihtiyacın olduğunu bildikleri anda bunu kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayacak insan da kalmadı..

içinden geleni söyle

içimde öyle bir öfke varki klimalı odada bile terliyorum. Nefesim ateş gibi. Her şeyi yakıp yıkmak geliyor içimden. Dünyayı yoketmek istiyorum. içindeki canlılara işgence etmek istiyorum. Ancak beni bir canlının acıklı inlemesi tutar ondan boş veriyorum.

sözlük yazarlarının söylemek istedikleri

1 hafta önce beraber uyuduğun insan gelip sana olmuyor ayrılalım diyebiliyor, ve ayrılıyor. Ölmüş annen yerine artık ben varım dedikten sonra yapıyor bunu sözlük.

Bir gece geliyor ve baban haklıymış dedirtiyor sana sözlük. Senin iyiliğini bugünlerin geleceğini bilen bir baban varmış diyorsun.

Ama hayat çok garip hala ayakta duracağım, ben annemi toprak altında solucanlar yemesi fikrini kaldırmış adamım. Buna da alışırız, unutmam ama alışırım elbet ölmem.

Bu gece bir ders daha aldık sözlük. joker'in batman'a bir tiradı ile veda edeceğim entryme;

''hayattaki en aklı başında adamı deliliğe indirgemek için sadece tek bir kötü gün yeterli. işte dünya benim bulunduğum yerden ancak bu kadar uzakta. sadece tek bir kötü gün. bir keresinde kötü bir gün geçirmiştin, haksız mıyım? haklı olduğumu biliyorum. kötü bir gün geçirdin ve her şey değişti. yoksa neden uçan bir sıçan gibi giyinesin? kötü bir gün geçirdin ve bu seni diğer herkes gibi delirtti... ''

olması gereken yerde miyiz

Nerede değilsem orada mutlu olacakmışım gibi gelir.

anın görüntüsü

görsel

biraz da ben konuşayım

daha dün gece sarhoşken arayıp; 'senden asla vazgeçmem biliyorsun değil mi, çok seviyorum, ölürüm yoluna' vb. cümleler kuran adam bu gece (sırf hırsından) beni heryerden engelliyor.

neden?

istediği gibi olmadı çünkü. zora gelemedi çünkü, çabalamak istemedi, delikanlıca sevmek ağır geldi. ilk yokuşta dikti nalları. dinlenip devam etmek istemedi yola. inanasım gelmiyor artık böyle şeylere. bir insanı seviyorsan seviyorsundur. her şeyini feda etmeye, gerekirse karakterinden ödün vermeye razısındır.

hayatınız konuşmaktan ibaret, elde edip 'ya bu kadın benim' diyene kadar her şey. sonra duman oluyor sözler, vazgeçemeyişler. o kadar ki, çevrenizdekilere ölüyorum, bitiyorum derken bile seviyorum dediğiniz insana bir tek mesaj atamazsınız. yalandan pişman olmayışlarınızı, güvenecek hiçbir şeyiniz yokken bir insanı sahiplenişlerinizi, her fırsatta dönmeye hazır gözlerinizi, oturmamış karakterlerinizi sikeyim sizin. tengri beni sizin gibilerden korusun bu saatten sonra.